Şekerden uzak durmalıyız, çünkü şeker doğal bir besin maddesi değil. Yüzyıllar öncesine baktığımızda, herkesin doğal yaşadığı dönemlerde bugünkü hastalıklar yoktu. Endüstriyelleşmenin ardından doğal yaşamdan uzaklaştıktan sonra besinlerimiz de daha pratik, daha hızlı daha kolay tüketilebilir hale gelmeye başladı. Ağız tadımız değişti, beslenme şeklimiz değişti. Şeker bunların en başında gelen maddelerden biri… Normalde vücudumuzu oluşturan, hücrelerimizi besleyen üç ana besin maddesi vardır; karbonhidrat, yağ ve protein. Bunun biri yapı taşıdır, biri enerji sağlar ve diğeri de enerjiyi depolar. Gördüğünüz gibi bunlar arasında şeker yok. Şeker rafine edilmiş bir glikozdur, yani kimyasal maddelerle oluşturulmuş bir bileşiktir. Besinlerimize bu katıldıkça giderek bu tada alıştık ve bağımlısı haline geldik. Aslında gün içinde yediğimiz, içtiğimiz her türlü gıdadan bu şekeri alıyoruz. Örneğin bir bardak sütün içindeki şeker, doğal bir elmanın içindeki früktoz son derece faydalıdır. Yediğiniz sebzelerde bulunan karbonhidrat ihtiyacınız olduğunda glikoza dönüşür ve beyin bununla beslenir. Dolayısıyla normal şartlarda bizim şekere ihtiyacımız yok. Bazı durumlarda istisnalar olabilir. Şekerle ilgili bir hastalığınız varsa ya da özellikle genç hanımlarda tatlı krizi oluşuyorsa, candida albicans gibi mantara bağlı durumlarda eğer çok zorlanıyorsanız bir kaşık organik bal ya da bir kaşık organik pekmez yeterli olabilir. Çok canınız çektiği durumlarda, illa şekerli bir şey yemek istiyorsanız o zaman bitter çikolatayı tercih edebilirsiniz. Bunun haricinde bizim şekere ihtiyacımız yok. Eğer tatlandırıcı olarak düşünüyorsanız stevia denen organik bitkiyi kullanabilirsiniz. Stevianın şeker tadı bizim kullandığımız şeker tadından çok daha fazladır.
Çok şeker yiyorsanız vücudunuz bu tepkileri verebilir. Sık acıkmak, sebepsiz yorgunluk, sürekli bitkinlik, sık idrara çıkma, yaraların yavaş kapanması, diş çürümesi, ağız kuruluğu, tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonları, ağızda beyaz akıntı/dilde beyazlık, cilt kuruluğu, kilo alımı ve konsantrasyo [...]
Daha Fazlaİnsan vücudunun ikinci beyni olarak nitelendirilen bağırsakların sağlıklı işleyişi genel sağlığımız üzerinde oldukça etkili. Dr. Sinan Akkurt, her beş kişiden birinde görülen kabızlığın depresyondan kolon kanserine pek çok hastalığı tetikleyebildiğini söyledi. Dengeli beslenme, hareket, gün [...]
Daha FazlaŞekerden uzak durmalıyız, çünkü şeker doğal bir besin maddesi değil. Yüzyıllar öncesine baktığımızda, herkesin doğal yaşadığı dönemlerde bugünkü hastalıklar yoktu. Endüstriyelleşmenin ardından doğal yaşamdan uzaklaştıktan sonra besinlerimiz de daha pratik, daha hızlı daha kolay tüketilebilir hale ge [...]
Daha FazlaEvet, alerji bir hastalıktır. Vücudumuzun aynı maddeyle her karşılaştığında aynı şekilde tepki vermesidir. Toz alerjisi, çilek alerjisi gibi… Gıda veya gıda dışı bir madde ile karşılaştığımızda vücudumuz hep aynı cevabı, aynı tepkiyi veriyorsa buna alerji denir. Bu tepkiler göz kızarması, göz yaşarm [...]
Daha FazlaKanser genetik midir yoksa değil midir, çok tartışılan bir konu. Bilimsel araştırmalar yüzde 5 ile yüzde 15 arası genetik, yüzde 85 ile yüzde 95 arası çevresel faktörlere bağlı olduğunu söylüyor. Ben mutlak suretle kanserin oluşmasında genetik faktörlerin etkili olduğunu düşünüyorum. Bardak örneğiyl [...]
Daha FazlaBiorezonans tedavisi 0 yaş grubundan ölene dek uygulanabilir bir tedavi olduğu gibi çocukluk çağı kanser tedavilerinde de uygulanabiliyor. Çocukluk çağı kanserleri dediğimizde aklımıza ilk gelen kan hastalıkları ve lösemi gibi hastalıklar… Biorezonans lösemi gibi çocukluk çağı kanser hastalıklarında [...]
Daha FazlaBiorezonans birçok konuda çok etkili bir tedavi metodu, Türkiye’ye ilk geldiği yıllarda kanser tedavisinde kullanılmıyordu, ben kanser tedavilerine başlayana kadar… Annemle kardeşime aynı hafta kanser teşhisi konunca bu metodu onlarda denemeye karar verdim. O dönem onların tıbbi tedavisiyle ilgilene [...]
Daha FazlaKronik hastalıkların tedavisinde biorezonans çok etkili bir metottur. Biz hastalıkların önce oluş şekillerini inceliyoruz. Hastalıklar nedensel olarak temelde ikiye ayrılırlar. Yani hastalıkların genetik nedenleri ve çevresel nedenleri vardır, bazen de ikisi birden etkendir. Genetik kökenli hastalı [...]
Daha FazlaBiorezonansın hiçbir yan etkisi yoktur. Kullandığımız tüm cihazlar Türkiye Cumhuriyeti Sağlık Bakanlığı onaylıdır ve invaziv olmayan, vücutta herhangi bir zarar, yan etki yaratmayan tıbbi cihazlar kategorisindedir. Önceki videolarda frekanstan bahsetmiştim. Frekans dediğimiz şey atomun frekansı. Giy [...]
Daha FazlaAslında biorezonans hangi hastalıkların tedavisinde kullanılmıyor demek daha doğru. Çünkü, biorezonans normal bir tedavi metodudur, biorezonansın acil tedavisi yoktur ve cerrahinin de yerini alacak bir tedavi değildir. Dolayısıyla acil ve cerrahi dışında kullanılan tüm hastalık gruplarında biorezona [...]
Daha Fazla