Doç. Dr. M. Murat Naki, 1972 yılında Kars’ta doğdu. İlk öğrenimine Kars’ta başladıktan sonra, orta ve lise öğrenimini Erzurum Anadolu Lisesi’nde tamamladı. 1991 yılında İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi’ni kazandı.
Doç. Dr. M. Murat Naki, jinekolojik onkoloji alanında sayısız ameliyatlar yapmış ve günümüzün teknolojisi olan kapalı yöntemle jinekolojik kanser cerrahisi yapan az sayıda uzmandan biridir. Ülkemizde 3 boyutlu laparoskopi yöntemini kullanarak ameliyat yapan ilk cerrahtır. Ayrıca son teknoloji ürünü olan daVinci Robotik Cerrahi sistemini kullanan az sayıdaki “konsol” cerrahından biridir.
Jinekolojik kanserler konusunda yaptığı araştırmalar ve çalışmalarla ön plana çıkan Doç. Dr. M. Murat Naki; ayrıca kanser dışı jinekolojik hastalıklar ve gebelik konularında bilimsel çalışmalarına devam etmekte ve hastalarına Liv Hospital Ulus’ta hizmet vermektedir.
Rahim ağzı kanserinin belirtileri erken dönemde, vajinal kanamalar ve düzensiz biçimde ortaya çıkan lekelenmeler tarzında kanamalardır. Cinsel ilişki [...]
Daha FazlaJinekolojik kanserler arasında en etkili kanser taraması yapılabilen rahim ağzı kanseridir. Rahim ağzı kanser taraması için 21 yaşından itibaren 3 yıl [...]
Daha FazlaRahim ağzı kanserleri, insan papilloma virüsü denilen bir virüs tarafından ortaya çıkarılan kanserlerdir. İnsan papilloma virüsüne yakalanmakla ilişki [...]
Daha FazlaRahim ağzı ve rahim kanserlerinde rahmi almak tedavinin sadece bir kısmıdır. Rahim ağzı kanserinde kanser rahimin yan duvarlarına doğru ilerlediği için rahmi genişçe almak dediğimiz radikal histerektomi ameliyatı yapılır. Rahim kanserinde ise normal rahim ameliyatı ve çevre lenf bezlerinin alınması [...]
Daha FazlaYumurtalık kanserinin en önemli belirtileri, karın şişliği, karın ağrısı, hazımsızlık ve kabızlık gibi bağırsakla ilgili şikayetlerdir. Karın şişliğinin nedeni, özellikle yumurtalık kanseriyle ortaya çıkan sıvı birikimi nedeniyle karnın genişlemesidir. Yumurtalık kanseri maalesef %75-80 oranında ile [...]
Daha FazlaJinekolojik kanserlerde erken teşhis için mutlaka yıllık rutin kontroller için doktora gidilmelidir. Jinekolojik kanser türlerinden sadece rahim ağzı kanseri smear taraması yapılarak teşhis edilmektedir. Diğer jinekolojik kanser hastalıkları olan rahim kanseri, yumurtalık kanseri ya da vajina kanse [...]
Daha FazlaRahim ağzı kanseri aşısının yan etkileri olarak aşı yapılan yerde kızarıklık ve ağrı hissinden bahsedilebilir. Dünyada bu konuyla ilgili bir sürü spekülayon olmasına rağmen şu ana kadar literatüre geçmiş herhangi bir yan etkisi yoktur. [...]
Daha FazlaJinekolojik kanserler genelde çocuk ve genç yaşlarda görülebilen kanserler değildir. Çocuklarda ve gençlerde rahim ve rahim ağzı gibi menapoza yaklaşan kadınlarda görülen kanserlere nadiren rastlanır. Ancak yumurtalık kistleri ve bu kistlerden kaynaklanabilecek kötü huylu tümörler yani kanserler gör [...]
Daha FazlaDoğum kontrol hapları özellikle rahim ve yumurtalık kanseri için koruyucudur. Doğum kontrol hapı kullanan kadınlar rahim ve yumurtalık kanserine yakalanmada daha az risk taşırlar.Ancak rahim ağzı kanseri için risk biraz artar. Doğum kontrol hapı kullanmak yerine bariyer yöntemler tercih edilmelidir. [...]
Daha FazlaÇok sayıda doğum yapmış olmak rahim ağzı kanseri için bir risk faktörüdür. Bunun nedeni olarak, rahim ağzının doğumlarda daha fazla travmaya uğramasıdır. [...]
Daha FazlaBebek sahibi olmak için kullanılan hormon ve tedaviler genel olarak kötü huylu yumurtalık ve rahim kanserlerine neden olan tedaviler değildir. Ancak borderline denilen patolojik olarak kötü huylu, klinik davranışı iyi olan bir takım yumurtalık kistlerine neden olduğuna literatürde rastlanmıştır. [...]
Daha FazlaKanser tedavisinde erken tanının çok büyük yararı vardır. Jinekolojik kanserler içinde özellikle rahim ağzı ve rahim kanserinde erken tanı konulan kanserler hem cerrahi hem de medikal yöntemlerle tedavi edilebilir. Hastaların çok daha uzun ve sağlıklı yaşaması sağlanabilir. [...]
Daha FazlaYumurtalık kanseri çok sinsi bir hastalıktır ve erken teşhis etmek çok mümkün değildir. İlk başladığı andan itibaren hiçbir belirti vermediği için hastaların %80'i gibi büyük bir kısmı ileri evrelerde bize gelmektedir. [...]
Daha Fazla